Yayınlarımız
Tarımsal Arazilerin Ehil Mirasçılara Özgülenmesi
TARIMSAL ARAZİLERİN EHİL MİRASÇILARA ÖZGÜLENMESİ – AV. MURAT TEZCAN – AV. ESRA EYLÜL SULUKAN
6537 sayılı 15.05.2014 yılında yürürlüğe giren “Toprak Koruma Ve Arazi Kullanımı Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” ile hukuk düzenimizce açıklanan yeni bir terim ile karşılaşmaktayız. Kanuni tabir ile ifade edilecekse getirilen bu yeni terim “ehil mirasçılık” tır.
Türk Medeni Kanunu’nun 659. maddesi “ Terekede bulunan, ekonomik bütünlüğe ve yeterli tarımsal varlığa sahip bir tarımsal işletme, işletmeye ehil mirasçılardan birinin istemde bulunması halinde bu mirasçıya gelir değeri üzerinden özgülenir.” 6537 sayılı 15.05.2014 yılında yürürlüğe giren Toprak Koruma Ve Arazi Kullanımı Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile yürürlükten kalkmıştır. Yapılan değişikle artık ehil mirasçılık Toprak Koruma Ve Arazi Kullanımı Kanunu’nda düzenlenmektedir.
Ehil mirasçılığı açıklamak gerekirse; tarımsal arazilerin mirasçılar arasında eşit paylaştırılması gerektiği kuralına istisna şeklinde getirilmiş bir düzenlemedir. Şöyle ki; Toprak Koruma Ve Arazi Kullanımı Kanunu’ndaki ehil mirasçı olabilme şartlarının sağlaması koşuluyla tarım arazisi, birden fazla mirasçı bulunsa bile, şartları sağlayan mirasçıya bırakılabilecektir. Kanunda bu mirasçıya “ehil mirasçı” denilmektedir.
Toprak Koruma Ve Arazi Kullanımı Kanunu’nun amacı üzerinden ehil mirasçılığın getirilme sebebinin; toprağın ve tarım arazilerin korunması, tarım faaliyetinin devamlılığının ve sürdürülebilir olmasının sağlanması olduğu kanısına varılabilir.
Toprak Koruma Ve Arazilerin Kullanımı Kanunu 8/C maddesinde ehil mirasçıdan bahsedildikten sonra ehil mirasçının nitelikleri Tarımsal Arazilerin Mülkiyetinin Devrine İlişkin Yönetmelik 10. maddesinde belirtilmiştir.
Toprak Koruma Ve Arazilerin Kullanımı Kanunu 8/C maddesindeki düzenlemeye göre; mirasçılar, terekede bulunan tarımsal arazi ve yeter gelirli tarımsal arazinin mülkiyeti hakkında bir mirasçıya veya yeter gelirli tarımsal arazi büyüklüklerini karşılaması durumunda birden fazla mirasçıya devrini, üçüncü kişilere devrini, aile malları ortaklığına veya kazanç paylı aile malları ortaklığına devrini, mirasçıların tamamının miras payı oranında hissedarı oldukları kuracakları limited şirkete devrini kararlaştırabilirler.
Yine ilgili kanunun 8/C maddesindeki düzenlemeye göre; mirasçılar arasında anlaşma sağlanamadığı takdirde, mirasçılardan her biri yetkili sulh hukuk mahkemesi nezdinde dava açabilir. Bu durumda sulh hukuk hâkimi tarımsal arazi veya yeter gelirli tarımsal arazi mülkiyetinin;
a) Kişisel yetenek ve durumları göz önünde tutulmak suretiyle tespit edilen ehil mirasçıya tarımsal gelir değeri üzerinden devrine, birden çok ehil mirasçının bulunması hâlinde, öncelikle asgari geçimini bu yeter gelirli tarımsal arazilerden sağlayan mirasçıya, bunun bulunmaması hâlinde bu mirasçılar arasından en yüksek bedeli teklif eden mirasçıya devrine, ehil mirasçı olmaması hâlinde, mirasçılar arasından en yüksek bedeli teklif eden mirasçıya devrine karar verir.
b) Birden fazla ehil mirasçı olması ve bu mirasçıların miras dışı tarımsal arazilere sahip olması durumunda, bu mirasçıların mevcut arazilerini yeter gelirli büyüklüğe ulaştırmak veya bu arazilerin ekonomik olarak işletilmesine katkı sağlamak amacıyla hâkim, tarım arazilerinin yeter gelir büyüklüğünü aramaksızın bu mirasçılara devrine karar verebilir.
c) Mirasa konu yeter gelirli tarımsal arazinin kendisine devrini talep eden mirasçı bulunmadığı takdirde, hâkim satışına karar verir. Bu suretle yapılacak satış sonucu elde edilen gelir, mirasçılara payları oranında paylaştırılır.
Toprak Koruma Ve Arazilerin Kullanımı Kanunu 8/B maddesine göre; mirasçılar arasında anlaşma sağlanması hâlinde, mülkiyeti devir işlemleri mirasın açılmasından itibaren bir yıl içinde tamamlanır. Devir işlemlerinin bir yıl içinde tamamlanmaması ve dava açılmaması hâlinde, 8/Ç maddesi uygulanır. Uygulanacak maddeye göre prosedür şu şekildedir; belirtilen sürede devredilmediğinin kamu kurum veya kuruluşları ile finans kurumları tarafından öğrenilmesi hâlinde, durum, bu kurum veya kuruluşlar tarafından derhâl Bakanlığa bildirilir. Bakanlık bu Kanun hükümlerinin uygulanması için mirasçılara üç ay süre verir. Verilen süre sonunda devir olmaması hâlinde, Bakanlık resen veya bildirim üzerine bu yerlerin istemde bulunan ehil mirasçıya, ehil mirasçı olmaması durumunda en fazla teklifi veren istekli mirasçıya devri, aksi hâlde üçüncü kişilere satılması için ilgili sulh hukuk mahkemesi nezdinde dava açabilir.
Toprak Koruma Ve Arazilerin Kullanımı Kanunu 8/C maddesine göre; yeter gelirli tarımsal araziler birden çok yeter geliri sağlayan tarımsal arazi büyüklüğüne bölünebiliyorsa, sulh hukuk hâkimi bunlardan her birinin mülkiyetinin, yukarıda belirtilen hükümler çerçevesinde mirasçılara ayrı ayrı devrine karar verebilir. Burada yeter geliri sağlayan tarımsal arazi büyüklüğü yine bahsi geçen kanun hükümlerine göre belirlenir.
Yine, Toprak Koruma Ve Arazilerin Kullanımı Kanunu 8/C maddesine göre; yeter gelirli tarımsal arazi mülkiyetinin mirasçılardan birine devredilmesinden itibaren yirmi yıl içinde bu arazilerden tamamının veya bir kısmının tarım dışı kullanım nedeniyle değerinde artış meydana gelmesi durumunda, devir tarihindeki arazinin parasal değeri tarım dışı kullanım izni verilen tarihe göre yeniden hesaplanır. Bulunan değer ile arazinin yeni değeri arasındaki fark, diğer mirasçılara payları oranında arazinin mülkiyetini devralan mirasçı tarafından ödenir. Bu kısımda önemle bahsedilmelidir ki; bahsedilen durum tarafların isteği üzerine tapuya şerh edilir.
Ölüme bağlı tasarruflar ile ehil mirasçı belirlenmesi veya engellenmesi durumunda Toprak Koruma Ve Arazi Kullanımı Kanunu’nun 8/F maddesi bize ışık tutmaktadır; “Yeter gelirli tarımsal arazi mülkiyetinin kendisine devredilmesini isteyen ve buna ehil tek mirasçı olduğu anlaşılan mirasçının bu konudaki istem hakkı, ölüme bağlı tasarrufla ortadan kaldırılamaz. Mirastan çıkarma, mirastan yoksunluk ve mirastan feragat hâlleri saklıdır.
Birden çok mirasçıda devir koşullarının bulunması hâlinde, kendisine devir yapılacak mirasçı ölüme bağlı tasarrufla belirlenebilir. Belirlenen bu mirasçıya itiraz edilmesi durumunda, ehil mirasçı sulh hukuk hâkimi tarafından belirlenir.”
Ehil mirasçıların nitelikleri Yönetmelik ile belirlendiği yukarıda belirtilmişti. Şöyle ki yönetmelikte niteliklerin belirlenmesi için puanlama sistemine gidilmiştir. Tarımsal Arazilerin Mülkiyetinin Devrine İlişkin Yönetmelik 10. Maddesine göre yapılan hesaplama sonucunda elli puan ve yukarısına sahip olan mirasçı ehil mirasçı olarak kabul edilir. İlgili maddedeki puanlama şu şekildedir:
Mirasçılardan;
a) Geçimini mirasa konu tarım arazilerinden sağlayanlara yirmi puan,
b) Tarım dışı geliri bulunmayanlara on puan,
c) Eşi fiilen tarımsal faaliyette bulunanlara on puan,
ç) Tarımsal arazileri işleyebilecek mesleki bilgi ve beceriye sahip olanlara on puan,
d) Mirasa konu arazilerin bulunduğu ilçe sınırları içinde altı yıla kadar ikamet edenlere beş puan, altı yıl ve daha uzun süre ikamet edenlere on puan,
e) Herhangi bir sosyal güvencesi olmayanlara on puan,
f) Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) kapsamında tarım sigortası olanlara beş puan,
g) Bakanlığın mevcut kayıt sistemlerine kayıtlılık süreleri altı yıla kadar olanlara beş puan, altı yıl ve daha uzun süre olanlara on puan,
ğ) Tarımsal örgütlere kayıtlılık süreleri altı yıla kadar olanlara iki puan, altı yıl ve daha uzun süre olanlara beş puan,
h) Tarım alet ve donanımlarına sahip olanlara beş puan,
ı) Kadın olanlara beş puan verilir.
Kendisine tarım arazisi özgülenen ehil mirasçı tarafından diğer mirasçılara tarımsal arazinin değeri belirlenerek mirasçılık payları oranında bir bedel ödenir. Diğer mirasçılara yapılan bu ödemenin hukuki niteliği miras payı niteliğindedir. Zira ödemenin yapılması ile diğer mirasçıların kısıtlanan mirasçılık hakları arasında bir denge oluşturulması gerekmektedir. Şöyle ki; mirasa konu tarım arazi eşit bir şekilde tüm mirasçılara bölüştürülseydi paylarını satıp karşılığında bir bedel kazanabilirlerdi. Dolayısıyla ehil mirasçı tarafından da kendilerine payları oranında bir bedel ödenmesi hakkaniyete uygun olandır. Öteki türlü düşünülecek olursa mirasçıların miras paylarına haksız bir kısıtlama getirilmiş olur. Diğer mirasçıların paylarının bedelinin ödenmesinin kanuni dayanağını Toprak Koruma Ve Arazilerin Kullanımı Kanunu’nun 8/D-1 maddesi oluşturur; “Sulh hukuk hâkimi, mülkiyetin devrini uygun bulduğu mirasçıya, diğer mirasçıların miras paylarının bedelini mahkeme veznesine depo etmek üzere altı aya kadar süre verir. Mirasçı tarafından talep edilmesi hâlinde altı ay ek süre verilebilir. Belirlenen süreler içinde bedelin depo edilmemesi ve devir hususunda istekli başka mirasçı bulunmaması durumunda sulh hukuk hâkimi, tarımsal arazinin veya yeter gelirli tarımsal arazinin açık artırmayla satılmasına karar verir.”
Ehil mirasçılığın talep edilebilmesinde, Toprak Koruma Ve Arazilerin Kullanımı Kanunu’nun geçici 5. maddesi önemli bir rol oynamaktadır. İlgili maddenin 1. fıkrasına göre; “Bu maddenin yayımı tarihinde mirasçılar arasında henüz paylaşımı yapılmamış tarımsal arazilerin devir işlemleri, bu maddeyi ihdas eden Kanundan önceki kanun hükümlerine göre tamamlanır.”
Yine geçici 5. maddenin 2. fıkrasına göre; “Bu maddenin yayımı tarihinden önce tarımsal arazilerin paylaşımına ilişkin olarak açılmış ve hâlen devam etmekte olan davalarda, bu maddeyi ihdas eden Kanundan önceki kanun hükümleri uygulanır.”
Açıklanacak olursa; murisin 15.05.2014 tarihinden önce ölmüşse ve mirasçılar arasında henüz bir paylaşım yapılmamışsa mirasçılardan herhangi biri, ehil mirasçılık niteliklerini sağlasa bile, tarımsal arazinin kendisine devrini isteyemez. Bu konu hakkında Yargıtay 14. Hukuk Dairesi’nin 2017/1289 E. , 2021/226 sayılı kararı bulunmaktadır; “5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununa 30.04.2014 tarihli ve 6537 sayılı Kanunun 8. maddesi
ile yapılan ve 15.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren değişiklikle eklenen geçici 5. maddesinde, bu maddenin yayımı tarihinde mirasçılar arasında henüz paylaşımı yapılmamış tarımsal arazilerin devir işlemleri, bu maddeyi ihdas eden Kanundan önceki kanun hükümlerine göre tamamlanır. Bu maddenin yayımı tarihinden önce tarımsal arazilerin paylaşımına ilişkin olarak açılmış ve hâlen devam etmekte olan davalarda, bu maddeyi ihdas eden Kanundan önceki kanun hükümleri uygulanır. Şeklinde düzenlemeyi içermektedir. Tarafların murisi A. A. 02.05.2014 tarihinde ölmüş, 5403 sayılı Kanunun 8/c ve geçici 5. maddesi 15.05.2014 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Maddelerin yürürlüğe girdiği tarihte mirasçılar arasında henüz paylaşım yapılmamıştır, murisin ölüm tarihinde Yasanın 8/c maddesi yürürlüğe girmediğinden bu maddeye dayanarak hüküm tesis edilmesi mümkün değildir. Bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu sebeple bozulması gerekmiştir.”
Ehil mirasçılık kurumunun yeni olmasından kaynaklı Yargıtay’ın bu konu üzerinde verilmiş çokça kararı bulunmamaktadır. Ancak şimdiye kadar verilen kararların davaya konu somut olayları ışığında, ehil mirasçılık kurumunun ortaklığın satış suretiyle giderilmesinin istenmesine karşı beyan olarak ehil mirasçı olunduğu dolayısıyla satış suretiyle ortaklığın giderilmesinin mümkün olmadığının ileri sürülmekte olduğunu görmekteyiz. Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2019/3747 E. , 2019/8010 sayılı kararında somut olaydan şu şekilde bahsedilmiştir; “Davacı vekili müvekkilinin babalarından intikal eden … ilçesi 6229 parsel, … parsel, 6804 parsel, … parsel, 8329 parsel, 8431 parsel, 161 ada 20 parsel, 206 ada 10 parsel, 233 ada 1 parsel, 230 ada 2 parsel, 263 ada 5 parsel, 264 ada 6 parsel sayılı taşınmazlar ile … plaka numaralı traktör, römork, traktör sepeti, kaz ayağı, pulluk, saplama, sürgü, ilaçlama makinesi, tambur, gübre atma makinesi, mimzar, tırmık, kırkayak niteliğindeki taşınır mallar üzerindeki ortaklığın satış yolu ile giderilmesini talep etmiştir. Davalı … yargılama aşmasındaki beyanlarında, ehil mirasçı olduğunu, 6573 sayılı Kanun gereği taşınmazların bölünmeyeceğini beyanla davanın reddini savunmuş…”