Yayınlarımız
Miras Sözleşmeleri
MİRAS SÖZLEŞMELERİ | AV. MURAT TEZCAN – HASAN YAŞAR GÜNEŞ
Miras Sözleşmeleri
Bu yazımızda bize son zamanlarda sıkça sorulan miras sözleşmeleri ve miras sözleşmelerinden ve bu sözleşmelerden kaynaklana davalardan bahsedeceğiz. Yazımızın içeriğini şöyle bir şema ile özetleye biliriz;
Miras sözleşmesinin toplumda daha çok vasiyetname olarak bilindiğini karışıklık çıkmaması açısından en başta belirtelim. Miras sözleşmeleri hepimizin bildiği gibi ölüme bağlı bir hukuki işlem olmakla beraber sağlar arasında düzenlenen bir sözleşme niteliğindedir. Bu sözleşmeler sadece kanunda belirtilen geçerlilik şartları yerine getirildiği sürece geçerli olacaktır. Bu geçerlilik Şartları yerine getirilmeden düzenlenen sözleşmelerinde herhangi bir hak ve yükümlülükler doğurmayacağını belirtmek gerekir.
Miras Sözleşmeleri Nedir?
Medeni kanunumuz 545’inci madde ve devamında miras sözleşmelerinin tanımlamaktadır. Kanun miras sözleşmelerinin geçerlilik şartını resmi yazılı şekil olarak belirlemiştir. Resmi yazılı şekil şartı biraz açmak gerekirse; kanunun aradığı kişiler önünde 2 tanıkla beraber gerçekleştirilmesi gereken şekil şartına resmi yazılı şekil denir. Kanunda bu sözleşmeyi düzenlemeye yetkili olan kişiler sulh hukuk hâkimi ve diğer kanunda belirtilen yetkili memurlar olmasının yanı sıra bu sözleşmeler çok büyük çoğunlukta noter huzurunda yapılmaktadır. Noterde düzenleme yapılırken şekil şartı olarak iki tane Tanığın da bulunması gerektiğini söylemek gerekir.
Yine uygulamada çokça hata yapılan bir konuya değinmek gerekir. Eğer bir sözleşme resmi yazılı şekil şartına tabi yapılmışsa ileriki tarihlerdeki bu sözleşme üzerinde yapılacak değişikliklerde yine aynı şekil şartına tabi olacaktır. Yani miras sözleşmelerinde ileriki tarihlerdeki değişiklikleri yine resmi yazılı şekil şartına bağlı olarak yapılacaktır.
Olumlu Miras Sözleşmeleri
Olumlu miras sözleşmeleri miras bırakanın mal varlığını veya mirasa konu olabilecek diğer varlıklarını mirasçılara veya diğer üçüncü kişilere miras olarak devretmesini sağlayan sözleşmelerdir. Yani nitelik itibariyle yararlandırma ve kullandırma özelliğine sahip sözleşmelerdir. Bu sözleşmelere örnek olarak ölünceye kadar bakım sözleşmeleri verilebilir.
Burada belirtilecek en önemli nokta ise, kişi miras sözleşmesi yaptıktan sonra mirasa konu mal varlığı ile ilgili hiçbir hakkından ve yetkisini bir şey kaybetmiyor olmasıdır. Halen bu mal varlığından serbestçe yararlanma ve tasarruf etme hakkına sahiptir. Ancak miras sözleşmesi bir sözleşme olduğundan dolayı bu haklar kullanılırken sözleşmeden doğacak hak ve yükümlülükleri dikkat edilmesi gerekir. Örneğin miras sözleşmesinin tarafı olan miras bırakan bu sözleşmeden doğan yükümlülüklerine aykırı olacak şekilde mal varlığı tasarrufunda bulunursa tabii ki sözleşmenin diğer tarafının itiraz hakkı mevcuttur. Tabii ki bu itirazlarda dava yolu ile çözüme kavuşturulacaktır. Yine belirtmek gerekir ki davada bu yöndeki itirazlar ancak tenkis hükümleri uygulanmak suretiyle dikkate alınabilecektir. Ancak bu yolla bir geri verme veya terekeye yeniden kazandırma hükümleri uygulanabilecektir.
Olumsuz Miras Sözleşmeleri
Olumsuz miras sözleşmelerini kısaca mirastan feragat sözleşmeleri olarak tanımlayabiliriz. Bu sözleşmelerin yapılma amacı temel olarak saklı paylı mirasçıları mirastan uzaklaştırmaya çalışmaktır. Saklı Paylı mirasçı tanımını açmak gerekirse; altsoy, anne baba ve sağ kalan eş olarak sayabiliriz. İşte bu kişilerin mirastan faydalanmalarını engellemek isteniyorsa ve bu kişilerin de buna rızası varsa mirastan feragat sözleşmeleri yapılabilir.
Mirastan Feragat Sözleşmeleri
Bu sözleşmeler ivazlı yani bir malvarlığı karşılığında olabileceği gibi ivazsız yani bir hak tesis edilmeden de yapılabilir. Tam da bu noktada yine çok önemli bir noktaya değinmek gerekir. Eğer yaptığınız mirastan feragat sözleşmesi ivazlı bir şekilde gerçekleşmişse yani sözleşme sonunda mirasçı biri ivaz elde ediyorsa bu kişi altsoyuyla beraber mirastan feragat etmiş sayılır. Feragat sözleşmesi ivazsız gerçekleşmişse feragat edenin altsoyu halen mirasçı olmaya devam edecektir. Ancak bunların aksi düzenlenebilen kurallar olduğunu belirtmek gerekir yani tarafların aksi yönde bir iradesi söz konusuysa bu yönde de bir hukuki işlem düzenleyebileceklerdir.
Miras Sözleşmelerinden Kaynaklanabilecek Davalar
- Eğer miras bırakan kişi mal varlığını sağlığında devretmişse bu durumda genellikle söz konusu olan davalar muvazaa davalardır. Bu konuyu biraz açmak gerekirse miras bırakan mirasçılarının mirastan yararlanmasına engellemek için asıl iradesi gizleyerek miras sözleşmesi düzenler ve mirasçıların mirastan yararlanmasına engellemeye çalışır. Bu noktada ise miras bırakanın asıl iradesi görünürdeki işlemden farklı olduğundan dolayı yapılan sözleşmeler muvazaalı işlem olarak değerlendirilecektir. Bu işlemden zarar gören mirasçılar ise sözleşmenin muvazaa nedeniyle iptalini isteyebilecekledir.
- Bir başka dava ise saklı paylı mirasçılar açtığı tenkis davalarıdır. Örnek olarak miras bırakan mal varlığının tamamını bir miras sözleşmesi ile devrettiğinde ya da ivazlı bir feragat sözleşmesi ile mal varlığının tamamı tarafına devredildiğinde saklı paylı mirasçılar kendi saklı paylarına tecavüz edildiği gerekçesiyle bu durumu tenkis davasına konu edebileceklerdir
Saklı Paylı mirasçıların açtığı tenkis davasının sonucunda eğer davacılar bakımından olumlu bir sonuç alınırsa ivazı alan taraf ivazı geri verme yükümlülüğü altına girecektir. Bu durumda tenkise tâbi tutulan kişinin seçimlik hakları mevcuttur. Kişi ya tenkise tabi tutulan mal varlığını elinde kalan semereleriyle beraber geri verecektir ya da mirastan elde ettiği tüm hakları tamamen iade edip sanki miras sözleşmesi hiç yapılmamış gibi mirasın tekrar paylaşılmasını tercih edecektir. Yani kanunun tenkise tâbi tutulan kişiye bu tür bir seçimlik hak tanımıştır.
Miras Sözleşmeleri Nasıl Sona Erdirilebilir?
- Sözleşmenin yapılış aşamasındaki aldatma korkutma veya yanılma gerekçesiyle iptal davası açılabilir.
- Sözleşmenin yokluk ya da kesin hükümsüzlük nedenleriyle iptal edilmesi ya da ortadan kaldırılması istenebilir
- Bunların dışında tabii ki de kendiliğinden sona erme hallerine de konu edilebilir. Örneğin eşler arasındaki boşanma durumunda, mirasçının miras bırakandan daha önce vefat etmesinden durumunda ya da mirastan yoksun bırakılması gereken bir durumun ortaya çıkmasından dolayı miras sözleşmesi kendiliğinden sona erebilir.
Naçizane tavsiyemiz; eğer miras sözleşmesini dava etmenizi gerekiyorsa önce kendiliğinden sona erme hallerinin olup olmadığını araştırıp sonrasında diğer dava yolları üzerinden ilerlemeniz daha faydalı olacaktır. Tabii ki bu konular çok teknik ve detaylı konuları olduğundan bu işlemleri bir avukat eşliğinde yapmanız süreci sağlıklı ilerlemesi açısından faydalı olacaktır.
Miras sözleşmesine ve sonuçlarına kısaca değinmek istedik. Umarız faydalı olmuş veya olacaktır. Bir sonraki yazımızda görüşmek üzere.
Av. Murat Tezcan’ın Youtube kanalında yayınladığı videoları özetleyen bu çalışmamızı Hasan Yaşar Güneş kaleme almıştır.