Yayınlarımız
ANAYASA MAHKEMESİNİN 28.12.2023 TARİHLİ VE 2020/68 E. 2023/230 K. SAYILI KARARI
Av. Murat TEZCAN & Av. Hilal ŞAHAN
Anayasa Mahkemesi’nin Resmi Gazete ’de yayımlanan 28.12.2023 Tarihli ve 2023/230 K. Numaralı kararında; 18.06.2020 tarihli ve 7247 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 5. maddesiyle 5366 sayılı Yıpranan Tarihi ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması ve Yaşatılarak Kullanılması Hakkında Kanun’a eklenen geçici 1. maddenin birinci fıkrasının birinci cümlesinin ve üçüncü cümlesinde yer alan "davanın açılmamış sayılmasına karar verilir" ibaresinin Anayasa'ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptal etmiştir.
Bir kısmı iptal edilen geçici 1. madde şu şekilde düzenlenmişti:
"Bu Kanun hükümleri uyarınca, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce alınmış olan kamulaştırma kararları üzerine, mahkeme kararıyla idare adına tescil edilen taşınmazların kamulaştırılmasına ilişkin işlemlerin iptali istemiyle idari yargı mercilerine açılmış olan davalarda iptal kararı verilmesi sebebiyle idare aleyhine açılacak davalarda; taşınmazın idare adına tesciline karar verilmesi üzerine idarece ödenmiş olan kamulaştırma bedelinin davacı tarafından mahkeme veznesine depo edilmesi şarttır. Mahkeme veznesine depo edilecek kamulaştırma bedeli, taşınmazın idare adına tescil edildiği tarih başlangıç kabul edilmek üzere, davanın açıldığı tarihe kadar yasal faizi işletilerek depo edilir. Bu bedel depo edilmeden açılan davalarda, mahkemece verilecek iki haftalık kesin süre içinde bedelin mahkeme veznesine depo edilmemesi halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilir ve yargılama gideri ile vekâlet ücreti taraflar üzerinde bırakılır."
İPTALE KONU KANUN MADDESİ NEYİ KAPSIYOR VE HUKUKİ SÜREÇ NASIL İLERLİYOR?
5366 sayılı Kanun’un amacı özellikle büyükşehir belediyeleri ve belediye sınırları içerisindeki ilçe ve ilk kademe belediyeleri, il, ilçe belediyeleri ve belediyelerin yetki alanı dışında il özel idarelerince sit alanı olarak ilan ve tescil edilen sit alanlarının ve bu bölgelere ait koruma alanlarının yeniden inşa ve restore edilmesi suretiyle bu bölgelerde konut, ticaret, kültür ya da turizm amaçlı düzenlemelerin yapılmasına ilişkin düzenlemeleri içermektedir.
Kanun’un iptal kararına konu olan geçici 1. Maddesinin birinci fıkrasına göre kamulaştırma işlemine ilişkin süreç şu şekilde işlemektedir:
- Söz konusu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte önce yani 20.06.2020 tarihinden önce alınmış olan bir kamulaştırma kararının bulunması gerekir.
- Kamulaştırma işlemlerine geçilebilmesi için Asliye Hukuk mahkemelerince kamulaştırma bedelinin tespit edilip idare adına tescil edilmesine karar verilir ve sonra İdare tarafından tespit edilen söz konusu kamulaştırma bedeli taşınmaz malikine ödenmektedir.
- İdare adına tescil edilen bu taşınmazlara ilişkin olarak taşınmaz malikleri tarafından idari yargıda idare aleyhine kamulaştırma işleminin iptaline yönelik iptal davası açılmaktadır ve dava sonucunda kamulaştırma işleminin iptaline yönelik karar verilmelidir.
- İşte tüm bu süreçten sonra taşınmaz malikleri tarafından idarelerce ihlal edilen mülkiyet hakkının yeniden kazanılması ve hak kayıplarının giderilmesi amacıyla idare aleyhine açılacak davalarda, idare tarafından taşınmaz malikine ödenen kamulaştırma bedelinin taşınmaz maliki tarafından yasal faiziyle birlikte (taşınmazın idare adına tescil edildiği tarih başlangıç tarihi olmak üzere davanın açıldığı tarihe kadar işletilecek yasal faiz) dava açarken veya dava açarken depo etmemişse mahkeme tarafından verilen iki haftalık kesin süre içerisinde mahkeme veznesine depo edilmesi şartını öngörüyordu. Aksi halde dava açılmamış sayılıyordu.
BAŞVURUCUNUN İPTAL TALEBİNİN GEREKÇESİ:
Geçici maddeyle getirilen bu düzenlemenin iptal talebinin gerekçesinde; kamulaştırma işleminin idari yargıda açılan dava sonucunda iptal edilmesi üzerine taşınmazın idare adına hukuka aykırı şekilde tescil edildiğini gösterdiği ileri sürülmüştür. İptal kararının ardından malikin taşınmazını geri alabilmek için kamulaştırma bedelinin makul bir kısmının değil de tamamının yasal faiziyle birlikte mahkeme veznesine depo etmek zorunda bırakılmasının ölçülü olmadığını, malikin söz konusu bedeli mahkeme veznesine depo edene kadar geçen sürede taşınmaza bağlı bazı gelirlerden yoksun kalabileceği ve bu nedenle düzenlemenin mahkemeye erişim hakkını sınırlandırarak mülkiyet hakkını ihlal ettiği ileri sürülmüştür. Ayrıca kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce alınmış olan kamulaştırma kararlarına uygulanacak olmasının da kanunların geriye yürümezliği ve hukuki güvenlik ilkelerini ihlal ettiği belirtilmiştir.
ANAYASA MAHKEMESİNİN İPTAL GEREKÇESİ:
Anayasa mahkemesi Kanun’a göre tesis edilen ve idari yargı mercilerince iptaline karar verilen kamulaştırma işlemine konu taşınmazların mülk teşkil etmesi sebebiyle kamulaştırma işleminin iptaline karar verilmesinin ardından taşınmazın eski malikine iade edilmemesinin mülkiyet hakkını ihlal edeceğini ifade etmiştir.
AYM, Geçici 1. Maddenin yürürlüğe girmesinden önce tesis edilen kamulaştırma işlemlerinin iptal edilmesi nedeniyle idare aleyhine açılacak davalarda kamulaştırma bedelinin mahkeme veznesine depo edilmeden davanın görülemeyeceğine ilişkin bu düzenlemenin asıl amacının; anılan bedelin idarece tahsil edilmesini sağlamaya yönelik olduğunu ifade etmektedir. Bu kapsamda söz konusu taşınmaz için ilgililere ödenen kamulaştırma bedelinin idarece tahsil edilebilmesini güvence altına almak suretiyle idarenin bütçesini ve genel anlamda Hazineyi korumak amacıyla öngörüldüğünü belirtmiştir. Bunun temelinde esas olarak iptal kararından önce taşınmazın idare adına tescil edilmiş olması düşüncesinin yattığını belirtmektedir.
AYM, kamulaştırma bedelinin yasal faiziyle birlikte mahkeme veznesine depo edilmeden davanın görülmesine imkân tanımayan düzenlemelerin mülkiyet hakkını güvence altına almayan yapısal bir sorunun görünümü olarak nitelendirmiştir. Başka bir ifadeyle de idareye tahsilat kolaylığı sağlamak amacıyla bu gibi düzenlemelerle malike yüklenen külfetin temelinde kamulaştırma bağlamında mülkiyet hakkını etkili şekilde güvence altına alan bir yöntemin mevcut olmadığını belirtmiştir.
Bu kapsamda da iptal kararıyla sonuçlanan davadan önce taşınmazın idare adına tescil edilmiş olmasında ilke olarak taşınmaz malikine atfedilebilecek bir kusurun bulunmadığını ifade etmiştir. Bu nedenle iptal kararından sonra bedelin tamamını yasal faiziyle birlikte peşin olarak mahkeme veznesine depo etme imkânından yoksun olan maliklerin, taşınmazlarını geri alamadıklarını veya almalarını önemli ölçüde güçlendirdiği belirtilmiştir.
Sonuç olarak AYM hukuka aykırı şekilde tesis edilen kamulaştırma işlemi nedeniyle hiçbir kusuru bulunmayan taşınmaz maliki tarafından idare aleyhine açılacak davalarda kamulaştırma bedelinin tamamının yasal faiziyle birlikte mahkeme veznesine depo edilmesinin, mülkiyet hakkını ve mülkiyet hakkına bağlı olarak etkili başvuru hakkını ihlal ettiği sonucuna ulaşarak 5366 sayılı Kanuna eklenen geçici 1. maddenin birinci fıkrasının birinci cümlesinin ve üçüncü cümlesinde yer alan "davanın açılmamış sayılmasına karar verilir" ibaresinin Anayasa'ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar vermiş ve bu ibarelerin iptalleri nedeniyle uygulanma imkanı kalmayan anılan maddenin birinci fıkrasının kalan kısmı ile ikinci fıkrasının da iptaline OYBİRLİĞİ İLE karar vermiştir.
İlgili içeriğin video anlatımı aşağıdadır.
https://www.youtube.com/watch?v=9sDxC9AH6yw&t=67s